31 Ekim 2012 Çarşamba

TATLI CUMAYA
Yelkenlerin erişemediği o muazzam rüzgar
Yanlızca bana içime erişiyor
Tolstoy'lu gecelerime idrak ediyor
Ve erişerek beni
Savaş ve barışın bonaparte'sine ulaştıyordu
O ,ve benim gizemli aşkım
Yalnızca tatlı öğlen uykularından uyanıp
Tatlı cuma'da boy gösteriyordu
Sinema salonlarının beyaz perdesine
Düşüyordu düşmanlar
Ve biz alkışlarımızla barış diyorduk
Avuçlarımız kızarıyordu
Ve sahneye çıkıyordu melon şapkalı adam
Diyorduki,
"Seyircisiz savaş,savaşsız asker olmaz,illaki barış diyorsanız ve istiyorsanız içinizdeki savaşlarınızı öldürün.!"
Ve o,melon şapkalı adam sahneden siliniveriyordu
İlizyon gibi bir şeydi
Var olmakta öyleydi zaten bir geliyorduk yeryüzü
Neye uğradığını şaşırıyordu
Ve siliyordu bizi bir bir .
"Uyanış "diyordu benim tatlı bonaparte'm,
Uyanış bir ulusun en tatlı cuma'sına benzer
Lakin bir savaş vardı bitmesi gereken
Bizler düşmanmıyız içlerimize ,yaşamımıza?
Hayır hayır ,hayır!
Diyordu kalabalıklar içinden gür bir ses
Tüm salon bir anda "kim o?" demeye başladı
Evet ta kendisi melon şakpalı adam geri gelmişti
Ve ekledi tatlı cuma'ya dek yanacağız birer birer
Ama sonra söneceğiz ki sönmeliyiz artık
Yaşam bir saltanat o saltanat
Eşlerimizi,çocuklarımızı,ailelerimizi,geçmişimizi
Geleceğe taşımayı bırakmalı çünkü gelecek
Geçmişi örtbas etmeye yarayan bir gazetedir,
Bizim gazetelere ihtiyacımız yok
Bizim bugünü saltanatlaştırmaya ihtiyacımız var
Bizler bugünü yaşayamazsak gelecek nereden olacak ki?
(Meral Meri) (Hayata tutunamayan harfler)
(24.10.12.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder