Benim sözlerime nasıl derim ki; sen öksüz- sen yetim kaldın?
Diyemem ki, bu sana en büyük hakaretim olur.
Meral Meri
23 Ekim 2014 Perşembe
Meral Meri
"Tazelemediğim bir aşk,bir savaş,bir barış içimde altüst durumda ise,bu yalnız benim suçumu işgal eder,ve de ona tanıklık."
Meral Meri
Meral Meri
22 Ekim 2014 Çarşamba
Meral Meri/ Kısa Kent Şiirleri
Ah,uyuyan gece
Herkes aşkın farklı dilini sorguluyor
Onu yaşamak istiyor
Ninni gibi
Masal gibi
Sevgi,ve sevgi gibi
Yormayınız şu,bu,siz dolu aşkları
Olduğu kadar
Olmadığı kabahat değil.
Meral Meri/ Kısa Kent Şiirleri
Herkes aşkın farklı dilini sorguluyor
Onu yaşamak istiyor
Ninni gibi
Masal gibi
Sevgi,ve sevgi gibi
Yormayınız şu,bu,siz dolu aşkları
Olduğu kadar
Olmadığı kabahat değil.
Meral Meri/ Kısa Kent Şiirleri
Rainer Maria Rilke
AĞIR SAAT
Kim ağlarsa şimdi dünyada bir yerde,
nedensiz ağlarsa dünyada,
bana ağlar.
Kim gülerse şimdi bir yerde geceleyin,
nedensiz gülerse geceleyin,
bana güler.
Kim giderse şimdi dünyada bir yere,
nedensiz giderse dünyada,
bana gider.
Kim ölürse şimdi dünyada bir yerde,
nedensiz ölürse dünyada,
bana bakar.
Rainer Maria Rilke
Kim ağlarsa şimdi dünyada bir yerde,
nedensiz ağlarsa dünyada,
bana ağlar.
Kim gülerse şimdi bir yerde geceleyin,
nedensiz gülerse geceleyin,
bana güler.
Kim giderse şimdi dünyada bir yere,
nedensiz giderse dünyada,
bana gider.
Kim ölürse şimdi dünyada bir yerde,
nedensiz ölürse dünyada,
bana bakar.
Rainer Maria Rilke
Etiketler:
AĞIR SAAT,
edebiyat,
Rainer Maria Rilke,
şiir
Meral Meri
"Umut,sen lütufkâr bir yürek,cesaret,cömertliksin ki; biz her an sana yaratandan ötürü muhtacız!"
Meral Meri
Meral Meri
Nazım Hikmet Ran
Ben bir bahçıvanım sen benim
Yedi yılda açan gülümsün
Erişilmez oluşun yıldırmıyor beni
Belki bilhassa bundan dolayı makbülsün…
-Nazım Hikmet Ran
Yedi yılda açan gülümsün
Erişilmez oluşun yıldırmıyor beni
Belki bilhassa bundan dolayı makbülsün…
-Nazım Hikmet Ran
Meral Meri
Nereye bakıp,ne düşündüğümü kim umursar ise ben onun dünyasıyımdır.
Ve hiçbir vakit kendimde tam olup, yarımlaşamamak kadar da çok bir şeyimdir.
Meral Meri
Meral Meri
Ey yüce Allah'ım sen bizlerin gönlüne düşen eğri yola da düçar ol ki,biz o eğrilerden de sana şükür sunalım!..
Meral Meri
Meral Meri
Meral Meri
Kalbim sana taşınan bir hecedir
O ne gecedir-ne de gündüz
Bildiğine aşık bilmediğine ise hasrettir
Meral Meri
O ne gecedir-ne de gündüz
Bildiğine aşık bilmediğine ise hasrettir
Meral Meri
Meral Meri
Kaşgarlı Mahmut
"Irak Yerin Haberini Kervan Getirir."
Kaşgarlı Mahmut
Kaşgarlı Mahmut
Yusuf Has Hacib
Hangi insanın çevresinde düşman kalabalığı toplanmışsa bil ki o insanın erdemi diğerlerinden daha çoktur.
İnsanın adı düşman ile çarpışa çarpışa büyür.
Düşmansız adamın ismi duyulmaz bile.
Bin tane düşmanı olup da her gün kendisinden bin defa söz edilmeyen adama insan denir mi?
Arkasından köpeğin sesini duyunca kaçana kurt denir mi?
Yusuf Has Hacib
Yalnız başına bir hayat yaşarken, insanları çekiştirmek mümkün olmaz,
dilimi gereksiz ve boş sözlerle günaha sokmam dediniz.
Tabii,yanında kimse yoksa insanlar arasında değilsen,
kimin hakkında kiminle konuşacaksın?
Bak ben o kimseye er derim ki,insanlar arasında dolaşan,fakat dilini korur korur
ve kimseyi çekiştirip günaha girmez.
Yusuf Has Hacib
Akıllı,bilgili ve erdemli insan,kaba söze karşı bile yumuşak ve sakin bir şekilde cevap vermeli,
acı sözlere de tatlı sözle mukabele etmelidir.
Bu tür kötülüklere olgun bir şekilde cevap vermelidir.
Başkalarının yükünü yüklenmeli,fakat onlara kendi yükümüzü yüklememeliyiz.
Öc alma duygusunu gönülden uzaklaştırmalı.
Büyüklenmeyi bir kenara bırakmalıdır.
Gönülde ne varsa dilinde de o olmalıdır.
İnsanlara karşı söylenen kaba sözün acısı yıllar sonra bile unutulmaz.
İyiler cefa edene vefa gösterir,kötüler ise cefaya devam ederler.
Yusuf Has Hacib
Akrabaların, kardeşlerin ve ahbapların senden uzaklaşsalar bile sen kendini onlara daima yakın tut.
Yusuf Has Hacib
İnsanın adı düşman ile çarpışa çarpışa büyür.
Düşmansız adamın ismi duyulmaz bile.
Bin tane düşmanı olup da her gün kendisinden bin defa söz edilmeyen adama insan denir mi?
Arkasından köpeğin sesini duyunca kaçana kurt denir mi?
Yusuf Has Hacib
Yalnız başına bir hayat yaşarken, insanları çekiştirmek mümkün olmaz,
dilimi gereksiz ve boş sözlerle günaha sokmam dediniz.
Tabii,yanında kimse yoksa insanlar arasında değilsen,
kimin hakkında kiminle konuşacaksın?
Bak ben o kimseye er derim ki,insanlar arasında dolaşan,fakat dilini korur korur
ve kimseyi çekiştirip günaha girmez.
Yusuf Has Hacib
Akıllı,bilgili ve erdemli insan,kaba söze karşı bile yumuşak ve sakin bir şekilde cevap vermeli,
acı sözlere de tatlı sözle mukabele etmelidir.
Bu tür kötülüklere olgun bir şekilde cevap vermelidir.
Başkalarının yükünü yüklenmeli,fakat onlara kendi yükümüzü yüklememeliyiz.
Öc alma duygusunu gönülden uzaklaştırmalı.
Büyüklenmeyi bir kenara bırakmalıdır.
Gönülde ne varsa dilinde de o olmalıdır.
İnsanlara karşı söylenen kaba sözün acısı yıllar sonra bile unutulmaz.
İyiler cefa edene vefa gösterir,kötüler ise cefaya devam ederler.
Yusuf Has Hacib
Akrabaların, kardeşlerin ve ahbapların senden uzaklaşsalar bile sen kendini onlara daima yakın tut.
Yusuf Has Hacib
Harriet Beecher Stowe
Tom Amca'nın Kulübesi
Tom amca, bir akşam çorbasını pişirirken, ocağa birkaç dal parçası daha attı.
Canlanan ateşin ışığında,kutsal kitabını okumak istedi.
Fakat öylesine yorgundu ki, okuduğu satırlardan hiçbir şey anlayamıyordu.
En sonunda,kutsal kitabını tekrar cebine koydu.
Aynı anda da arkasında akseden alaycı bir ses duydu:
__ Bu dindarlık komedisinden hala vazgeçmeyecek misin?
Ben seni bu budalalıktan vazgeçirmesini bilirim!
Bu alay,Tom'a her türlü işkenceden daha ağır gelmişti.
Başını ağır ağır geriye çevirdikten sonra:
__Allah'a ölünceye kadar inanacağım! diye cevap verdi.
Bu inancı benden söküp alamayacaksınız!
Harriet Beecher Stowe
Tom amca, bir akşam çorbasını pişirirken, ocağa birkaç dal parçası daha attı.
Canlanan ateşin ışığında,kutsal kitabını okumak istedi.
Fakat öylesine yorgundu ki, okuduğu satırlardan hiçbir şey anlayamıyordu.
En sonunda,kutsal kitabını tekrar cebine koydu.
Aynı anda da arkasında akseden alaycı bir ses duydu:
__ Bu dindarlık komedisinden hala vazgeçmeyecek misin?
Ben seni bu budalalıktan vazgeçirmesini bilirim!
Bu alay,Tom'a her türlü işkenceden daha ağır gelmişti.
Başını ağır ağır geriye çevirdikten sonra:
__Allah'a ölünceye kadar inanacağım! diye cevap verdi.
Bu inancı benden söküp alamayacaksınız!
Harriet Beecher Stowe
Ayşe Sevim -İşlenmemiş Suç
"Merhaba" deyişin o kadar beyaz tenliydi ki benden başka herkese derken duydum!
Ayşe Sevim -İşlenmemiş Suç
Ayşe Sevim -İşlenmemiş Suç
Alexandre Dumas
Zavallı insanlığın övünçlerinden biridir bu: Herkes kendini yanında inleyen ve ağlayan bir başkasından daha mutsuz sanır.
Alexandre Dumas
Alexandre Dumas
Charles Dickens
Ömrünüzdeki sayıIı günIerden bir tekini yaşanmamış sayaIım.
Kaderinizin akışı kim biIir ne kadar farkIı oIurdu?
Bu satırIarı okurken bir an durun, yaşamanızı saran o uzun zinciri düşünün.
İster demirden oIsun, ister aItından, ister dikenden oIsun.
O sayıIı günIerden birini yaşamayıp da iIk haIkası meydana geImeseydi, bu zincir beIki de hiç örüImezdi.
Charles Dickens
Kaderinizin akışı kim biIir ne kadar farkIı oIurdu?
Bu satırIarı okurken bir an durun, yaşamanızı saran o uzun zinciri düşünün.
İster demirden oIsun, ister aItından, ister dikenden oIsun.
O sayıIı günIerden birini yaşamayıp da iIk haIkası meydana geImeseydi, bu zincir beIki de hiç örüImezdi.
Charles Dickens
ON ÜÇ HAZİRAN
ON ÜÇ HAZİRAN
Sağır odamın hazinliğini örtmeye çalışıyordum
Ne garip bir düşünce bu
Kentin tüm soğuk sularını içiyordum
Garip olan; ne İçinde yaşadığım kentti -ne de içtiğim suydu;
Garip olan şey beklenen gündü.
Adı sanı belli o gün,
-Ne vardı o günde?
-Bana góre çok şey...
-Meselâ_
Meselâ, beklenen bir misafir.
-Başka?
Meselâ, sarı sapsarı bir başak tarlası ,ve hasat zamanı...
-Başka?
Meselâ, huzura dayalı sembolik bir tutam mavi bakış.
-Yani sen diyorsun ki, vakit geldi?
Evet, geldi...
Meral Meri
9 Haziran 2012-İstanbul
Sağır odamın hazinliğini örtmeye çalışıyordum
Ne garip bir düşünce bu
Kentin tüm soğuk sularını içiyordum
Garip olan; ne İçinde yaşadığım kentti -ne de içtiğim suydu;
Garip olan şey beklenen gündü.
Adı sanı belli o gün,
-Ne vardı o günde?
-Bana góre çok şey...
-Meselâ_
Meselâ, beklenen bir misafir.
-Başka?
Meselâ, sarı sapsarı bir başak tarlası ,ve hasat zamanı...
-Başka?
Meselâ, huzura dayalı sembolik bir tutam mavi bakış.
-Yani sen diyorsun ki, vakit geldi?
Evet, geldi...
Meral Meri
9 Haziran 2012-İstanbul
Etiketler:
edebiyat,
Meral Meri,
ON ÜÇ HAZİRAN,
şiir
Kerim Tunç
Öğretmen, sınıfın en yaramaz öğrencisini "Sınıf Başkanı" yapar. "O" susunca, tüm sınıf susar.
Kerim Tunç
Kerim Tunç
BİR MAVİ MISRA DÜŞER İÇİMİZE
BİR MAVİ MISRA DÜŞER İÇİMİZE
Bir şeyler söyle, içinde al mavi bir beyaz olan
Yalnız sana senden alınan bir şey olsun!..
Biz de bilelim ki,o ney kadar iltifat dükkanı dolu.
Ki gelip ücretsiz verilen her bir şey kadar...
İçimize çekilen bir baba-ana-kardeş doğsun.
Bizler de öğrenelim, o nedir-kime giden-kalan ve de sevilen.
Öğrenelim ki,eş-dost ve de arkadaş nice ses olur;
Yangın anında kalbimizi kovalayan her hikmet kadar.
Şaşırıp kalalım bir vakit,beceriksiz kuşların dalında duruşu gibi.
Ve bir yaprak miras yeter diyelim;
Duvara bakınca alın yazısı gibi mıhlanan.
Sonra yeri -yurdu sayan bir evladın içine dolan ne varsa
O da dolusu taşan ,ve göğe çıkan
Bir şeyler söyle içinde al mavi bir beyaz olan!
Yalnız sana senden alınan bir şey olsun...
Biz de bilelim ki,o ney kadar iltifat dükkanı dolu
Bir mavi mısra düşer içimize diyelim;
Anasını sayan,yarasını saran,canını yok saymayan bir şey.
Öğrenelim ki,eş-dost ve de arkadaş nice ses olur,
Yangın anında kalbimizi kovalayan her hikmet kadar.
Meral Meri
23.10.14.İstanbul
Bir şeyler söyle, içinde al mavi bir beyaz olan
Yalnız sana senden alınan bir şey olsun!..
Biz de bilelim ki,o ney kadar iltifat dükkanı dolu.
Ki gelip ücretsiz verilen her bir şey kadar...
İçimize çekilen bir baba-ana-kardeş doğsun.
Bizler de öğrenelim, o nedir-kime giden-kalan ve de sevilen.
Öğrenelim ki,eş-dost ve de arkadaş nice ses olur;
Yangın anında kalbimizi kovalayan her hikmet kadar.
Şaşırıp kalalım bir vakit,beceriksiz kuşların dalında duruşu gibi.
Ve bir yaprak miras yeter diyelim;
Duvara bakınca alın yazısı gibi mıhlanan.
Sonra yeri -yurdu sayan bir evladın içine dolan ne varsa
O da dolusu taşan ,ve göğe çıkan
Bir şeyler söyle içinde al mavi bir beyaz olan!
Yalnız sana senden alınan bir şey olsun...
Biz de bilelim ki,o ney kadar iltifat dükkanı dolu
Bir mavi mısra düşer içimize diyelim;
Anasını sayan,yarasını saran,canını yok saymayan bir şey.
Öğrenelim ki,eş-dost ve de arkadaş nice ses olur,
Yangın anında kalbimizi kovalayan her hikmet kadar.
Meral Meri
23.10.14.İstanbul
20 Ekim 2014 Pazartesi
The Life of David Gale
Meral Meri
Yuan Mei
"Ama kitaplar, hem gençlik, hem yaşlılık, hem hastalık,hem açlık, hem soğuk, hem rüzgar, hem yağmur içindir."
Yuan Mei
Meral Meri
1 Ekim 2014 Çarşamba
YALNIZ ONA-Meral Meri
YALNIZ ONA
Hislerim birer ebemkuşağıdır
Yalnız ona
Arzedip derdimi -işitmeyen de bir tek odur;
Bu yüzden denizler ve okyanuslar eşlik eder gözüme,
Böyle muhteşem bir ağlayışa ancak evren ayak uydurabilirdi zaten.
Istırabım gecenin ortasını çatlatıp sızıyor bilmem ki şu an o, kimin içine erişiyor.
Yine de- kalsa da o aşk içimde;
Ben pekala şıpıdım terlikleri giyerim ayağıma...
Komik bir gülüş de elbet gelir benim başıma-
Başka bir deyişle; kendi halime dönüp yeniden düşler kurabilirim.
Elbette gülerek.
O aşk hayatımdan sürüp gidedursun,
Şayet ölmemişsem,değişen hiçbir şey olmayacaktır ben de-
Eğer ölmüşsem aramaya koyulabilirler beni,
Kuşkusuz alacakaranlıktayımdır ben.
Bu denli o ,olmuşumdur yani.
Ufkun bir noktasına dalıp,alelade mutlak o,doğmuştur bir zaman sonra yine bana.
Ancak neden sonra altüst olmuşluğumu azarlayıp,ben de yeniden doğabilirim.
Eğer hala ölmemişsem bir tek ona-ve yalnız ona!..
(Meral Meri)
Hislerim birer ebemkuşağıdır
Yalnız ona
Arzedip derdimi -işitmeyen de bir tek odur;
Bu yüzden denizler ve okyanuslar eşlik eder gözüme,
Böyle muhteşem bir ağlayışa ancak evren ayak uydurabilirdi zaten.
Istırabım gecenin ortasını çatlatıp sızıyor bilmem ki şu an o, kimin içine erişiyor.
Yine de- kalsa da o aşk içimde;
Ben pekala şıpıdım terlikleri giyerim ayağıma...
Komik bir gülüş de elbet gelir benim başıma-
Başka bir deyişle; kendi halime dönüp yeniden düşler kurabilirim.
Elbette gülerek.
O aşk hayatımdan sürüp gidedursun,
Şayet ölmemişsem,değişen hiçbir şey olmayacaktır ben de-
Eğer ölmüşsem aramaya koyulabilirler beni,
Kuşkusuz alacakaranlıktayımdır ben.
Bu denli o ,olmuşumdur yani.
Ufkun bir noktasına dalıp,alelade mutlak o,doğmuştur bir zaman sonra yine bana.
Ancak neden sonra altüst olmuşluğumu azarlayıp,ben de yeniden doğabilirim.
Eğer hala ölmemişsem bir tek ona-ve yalnız ona!..
(Meral Meri)
Etiketler:
aşk,
edebiyat,
Meral Meri,
şiir,
YALNIZ ONA
Meral Meri
"Aranıza alıp ve hiç kimsenin de giremeye müsaade etmediğiniz tek gerçeğiniz,sizin aslolan yaşadıklarınızdır."
[Meral Meri]
Marmara'ya - Faik Ali Ozansoy
Marmara'ya
Ah ey deniz, güzel deniz, ey nazlı Marmara!
Bilsen ne hasretim var o mahmur ufuklara,
Bilsen ne özledim seni?.. Hicrinle kaç sene
Bir münzevî hayatı geçirmekteyim yine.
Tütmektedir gözümde hayalin, derin derin
Daldım, yüzünde aksini gördüm ezellerin...
Ma'şûka seyr eder gibi daldım uzun uzun;
Gel dinle iştiyâkımı, sevdamı, derdimi...
Rabbim! Nedir o sendeki efsanevi füsûn?
Sen bir yığın sudan mı ibaretsin? Öyle mi?
Yok yok... Yegane Mübdi'in en saf ü nâzenin.
En şâirane, en güzel, en şûh gözleri
Ondan yaratmış olduğu bir madde var... Senin
Katmıştır işte rühuna tekmîl o cevheri.
Sevdalı bir kadın gibisin, hisle dopdolu;
Her hali, her kıyafeti cazib ve... korkulu.
Hülya zamanlarında ser-â-pâ bediasın.
Sen coştuğun zamanda da fevk-at-tabiasın.
Hep sevk u neşve cilvesi, yahut hışım, haşem
Olsaydı mâlikane-i hüsnünde bir köşem
Ben başka yolda şâir olurdum.. Ne boş hayâl!
Sevdalı bir kadın... Bunun izâhı güç, muhâl:
Bir raz ü rûh-ı nâ-mütenahi demektir o,
İnsan kıyafetinde ilahi demektir o.
Duydum sedânı kaç senelik bir mesâfeden!
Ey bin bir ibtihalime, hülyama âşinâ,
Asrın şu hasta rühunu temsîl eden bana
Dünyada şimdi tek bir emeldir gülümseyen:
Dil-ber deniz! Budur dileğim, sen de et duâ.
Bir gün gelir nihayeti elbet bu hasretin.
Olsun sonunda ecri bu hicrin, bu mihnetin
Âsûde bir kıyında da bir müddet inzivâ.
Faik Ali Ozansoy
Ah ey deniz, güzel deniz, ey nazlı Marmara!
Bilsen ne hasretim var o mahmur ufuklara,
Bilsen ne özledim seni?.. Hicrinle kaç sene
Bir münzevî hayatı geçirmekteyim yine.
Tütmektedir gözümde hayalin, derin derin
Daldım, yüzünde aksini gördüm ezellerin...
Ma'şûka seyr eder gibi daldım uzun uzun;
Gel dinle iştiyâkımı, sevdamı, derdimi...
Rabbim! Nedir o sendeki efsanevi füsûn?
Sen bir yığın sudan mı ibaretsin? Öyle mi?
Yok yok... Yegane Mübdi'in en saf ü nâzenin.
En şâirane, en güzel, en şûh gözleri
Ondan yaratmış olduğu bir madde var... Senin
Katmıştır işte rühuna tekmîl o cevheri.
Sevdalı bir kadın gibisin, hisle dopdolu;
Her hali, her kıyafeti cazib ve... korkulu.
Hülya zamanlarında ser-â-pâ bediasın.
Sen coştuğun zamanda da fevk-at-tabiasın.
Hep sevk u neşve cilvesi, yahut hışım, haşem
Olsaydı mâlikane-i hüsnünde bir köşem
Ben başka yolda şâir olurdum.. Ne boş hayâl!
Sevdalı bir kadın... Bunun izâhı güç, muhâl:
Bir raz ü rûh-ı nâ-mütenahi demektir o,
İnsan kıyafetinde ilahi demektir o.
Duydum sedânı kaç senelik bir mesâfeden!
Ey bin bir ibtihalime, hülyama âşinâ,
Asrın şu hasta rühunu temsîl eden bana
Dünyada şimdi tek bir emeldir gülümseyen:
Dil-ber deniz! Budur dileğim, sen de et duâ.
Bir gün gelir nihayeti elbet bu hasretin.
Olsun sonunda ecri bu hicrin, bu mihnetin
Âsûde bir kıyında da bir müddet inzivâ.
Faik Ali Ozansoy
Meral Meri
Şu bulunduğun durumu bir güncelle,
Bırak ağlamayı!
Yer yerinden oynasın,sen kahkahana bak!
Meral Meri
Bırak ağlamayı!
Yer yerinden oynasın,sen kahkahana bak!
Meral Meri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)