27 Aralık 2013 Cuma

Mavi Masalımın Yeşil kırıntıları

...
Sonra bir hayli yorgun olduğum geldi aklıma
Sana yaptığım her ziyaret bir öncekini hatırlatacak derecede güçlüydü
Hem sonra,bir avuç içine sığmayan ama dünyayı acıtıyor muşcasına
Yalnızlıklar birikiyor ya
Ben pek parlak beyaz bir zemine düşen bir düş bozgunu gibi, kırılabilirim
Belki sen farkında olmaksızın canımı yıldızsız geceler gibi soyabilirsin
Hem sonra,o boğuşmalarımızı hiç mi hiç unutmuyorum
Nasıl unutabilirim ki
Hiç bana beyaz  bir günmüşüm muamelesi içinde olmadın
Oysa ben siyah değildim
Orada,o sessizlikte öylece durmamı gerektiren bir hastalık da yoktu
Sonra ne bileyim işte,durup durup sarı sayfalar içinde bulmuştum kendimi
Oysa ben sarıyı da sevmem,hiç bir renk uzun ömürlü değil
Mütemadiyen insan rengine yerleşip ,ölüm anında kendimi zincire vurup
Bir taşkınlık içinde ,örümceğin yuvasından
çıkmasını bekleyen bir çiğ damlasından ibaret olma arzusu içindeyim.
Sonra sessizlik denilen o kayıp mecrada uykumun ortasında düşen
tutkulu bir öpüşe hiç de hayır demezdim...
Bunlar tüm çıplaklığıyla doğaya sarı eken, güneşin marifeti değil midir?
Ve ağaç amcaların hiç durmaksızın canla başla çalıştıkları
yeşilin içine girip, aksederek kalmışlığım olmalıydı
Bir ton melodiler yağarak üstüme,istila edilmeliydim
Böyle büsbütün bir hastahane odasında
Gözlerim açık mı,yoksa kapalı mı?
Gibi şeyleri düşünmeksizin
Yatağımın içinden çıkıp ,bir kuş gibi
Şu odaya dolması için akan temiz havaya karışarak
pencereden uçmalıydım.
İşte o zaman insan renklerim hiç mi hiç acımazdı.
Belki filizlenip yeşerebilir,ve güneş ekebilirdim kurak kalmışlığıma.
...

●❤●Meral Meri●❤●
Mavi Masalımın Yeşil kırıntıları●❤●

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder